Mükemmeliyet noktası
Internet müptelası değilim yani Internet’te fazla zaman harcamam. Yine de tesadüfen gözüme takılan şeyler olmuyor değil… Geçenlerde kısa bir klip gözüme çarptı. “İlim insanları” bir GORİLİN kuvveti ve insanı mukayese etmişler ve “Bir goril POWERLIFTING yarışmasına katılsa ne olurdu?” sorusuna cevap aramışlar… Yapılan, anlatması uzun ve aslında gereksiz birtakım hesaplamalar sonucunda da “deadlift” ve “squat” egzersizlerinde ayrı ayrı 1100’er kg civarında performans oluşturabileceğini tespit etmişler. Şimdi hemen merakla ve sanırım herhalde ilgiyle “Ya BENCH PRESS?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Biraz sabır… Bu klibi seyrederken hemen aklıma birkaç sene önce incelemiş olduğum bir kitap geldi. Kitap 2010 yılında piyasaya verilmiş, yani anlattığı bilgiler o tarih ve öncesini kapsıyor, böyle değerlendirmeye tabi tutun. Muazzam da satış başarısı elde etmiş yani büyük ilgi görmüş ve “New York Times BESTSELLER” unvanını almış.
“Spor ilmi, en hızlı adamı, en yüksek zıplamayı ve atletik performansın sınırlarını öngörüyor,” diye yazmışlar kapağına da… Hakikaten de insanın atletik yeterliliğinin sınırlarının ilginç biçimde keşfine çıkmış kitabın yazarı… “Çıkardığı neticeler her ne kadar İLİM KURGU gibi olsa da … aslında tamamen makul” diye yorumlamış bir eleştirmen de…
Sonuçlara, çeşitli kriterler incelenmek suretiyle ulaşılmış tabii…
“Herhangi birisinin sadece iki bacağını kullanarak düz zemin üzerinde ne kadar hızlı hareket etmesi olası?” sorusuyla başlıyor kitabın “Ham sürat” başlıklı ilk bölümü… 1912 yılında, 100 metre sprint dünya rekoru sadece 10,6 saniyeydi. Rekorun 10 saniyenin altına inmesi 56 yıl sürdü… Jamaikalı atlet USAIN BOLT’un şimdiki rekoru ise 9,58…
1950’li yılların ortalarında, 100 metre sprintin 10 saniyeden az bir sürede koşulması imkansız görülüyordu. Bolt’un Pekin’de yaptığı 9,69 saniyelik derece ise fiziksel olmaktan çok, psikolojik diye nitelendiriliyor. “9,0 saniye gibi bir rakama bu kadar yaklaşıp, sonra da bunun olamayacağına dair bahse tutuşmak, güneşin sabah doğmayacağına dair bahse tutuşmaya benziyor,” diye yorumluyor kitabın yazarı…
Rekorun ne zaman kırılacağını bilemeyiz diye ilave etmekle beraber, 100 metre sprint için ilim insanlarının “mükemmellik noktası” olarak “8,99 saniye” belirlediklerini söylüyor…
Gelelim PUMPING IRON meselesine… BENCH PRESS “acı kuvvet”in standardıdır diyebiliriz. Anlatması çok uzun ve bir hayli ilginç bir dizi analizden sonra, kitabın yazarı, “powerlifting” sporu için bakın nasıl bir neticeye varıyor… Bu neticeye varırken de birtakım varsayımlarda bulunuyor. Mesela bu varsayımlardan biri şöyle… İnsan adalesi, -evvelce anlatmış olduğumuz gibi- “slow-twitch” ve “fast-twitch” liflerden oluşuyor ve bu iki tür lifin sıradan insanda birbirine oranı takriben yüzde 50’ye 50… Ancak şampiyon sprinterlerde bu oran yüzde 84’e kadar yükselebiliyor, elbette “fast-twitch” lifler lehine, ki bu bir çitadaki oranla aynı. Bu yüksek yüzde oranı, bench press rekorlarını altüst edecek ağırlıkçımızda da böyle…
O halde lafı da fazla uzatmadan, ilim insanlarının, bench press egzersizi için belirledikleri İNSANİ “mükemmellik noktası”nı belirtelim… 921 pounds yani efendim 417,77 kg…
Şimdi hemen sorduğunuzu duyar gibiyim, “Ya goril?”
2117 kg imiş… Yani bir gorilin kas ve iskelet yapısı, 2117 kg ile bench press yapmasını mümkün kılabilirmiş…
Lakin yerimiz kalmadı, bir sonraki makalede, konuya devam edeceğiz…
10 Mart 2024