Müşteri nasıl kaçırılır(!)

AHİLİK, bilindiği üzere, Orta Çağ Anadolu’sunun toplumsal ve kültürel dokusuna yön vermiş kurumlardan biridir. Tasavvufi ve ahlaki gelenekler bütünüdür. TDK sözlüğüne göre de “cömertlik” anlamına gelmektedir.

Bir zamanlar, mesela bizim çocukluğumuzda, esnaflar dükkanlarının görünür bir yerine “MÜŞTERİ daima haklıdır,” yazılı bir tabela asardı. Bu, o eski geleneğin devamıydı… Şimdilerde bu uygulama değişti mi? Aslında “hem evet hem hayır.” Değişti, çünkü bu deyişin yerini daha başka profesyonel deyişler aldı. Değişmedi, çünkü akıllı satıcı, daima müşterisinin MENFAATİNİ gözetir. Ünlü sanayici BOSCH, “Müşteri kaybedeceğime, para kaybetmeyi tercih ederim!” demiştir ve bu ünlü deyiş, şimdilerde tüm Bosch beyaz eşya yetkili satıcılarının duvarında yazılı biçimde bulunmaktadır.

Peki, siz bir FİTNESS KULÜBÜ sahibi ya da profesyonel yöneticisi olarak müşterilerinizin yani salonunuzdaki değerli misafirlerin menfaatlerini gözetiyor musunuz? Gözetiyorsanız nasıl gözetiyorsunuz? Mesela, kulübünüze üye yeni ve spora yabancı kişilere karşı tavrınız nasıl, onlara nasıl idman yaptırıyorsunuz?

Şunu unutmamak gerekir ki SIRADAN üyeler çoğunlukla spor geçmişi olmayan kişilerdir ve bir spor salonu, profesyonel sporculardan ziyade, bu tür üyelerden PARA kazanır. Çünkü bu tür üyeler çoğunluktadır. Bu çoğunluğu kaçırmanın en KOLAY yolu da onlara ağır idman yaptırmaktan geçer(!) Onları gereğinden fazla yorar ve ağır idman ile gözlerini korkutursanız, hemen spordan ve salonunuzdan soğuyuverirler.

Örneğin, 1 saat civarında süren AEOROBİK sınıflarında tempo çoğu zaman yüksek tutulabilmektedir. Farklı form düzeylerindeki kursiyerler aynı seansta yer alınca, özellikle formda olmayan sıradan üye tempoya ayak uyduramadığı için hemen VAZGEÇEBİLMEKTEDİR. Tecrübe ile sabittir! Bu sebeple, farklı form düzeylerindeki kursiyerlerin seansları kesinlikle ayrı olmalıdır.

Kursa yeni katılan “müşterinizi” asla yalnız bırakmayın. Gerek kurs esnasında gerekse de kurs bitiminde hatırını sorarak ilginizi belli edin, cesaretlendirin. Bu esnada yorgunluk ve istek durumunu da iyice gözlemleyin. Unutmayın, iyi yöneticilik GÖZLEM demektir.

Kursiyer, bir seansa katılmadığında, onu mutlaka telefon ile arayıp, gayet kibarca ve içtenlikle nedenini sorun. Büyük olasılıkla, idmanın yoruculuğunu sebep göstermeyecektir. Siz, ses tonundan bunu hissetmeye gayret edin.

Yine tecrübe ile sabittir, sıradan kursiyer için ilk 3 ay kritik bir dönemdir. Bu dönemde edindiği izlenime göre spora devam edip etmeme kararı vereceği gibi, ayrıca salon değiştirip değiştirmemeye de karar verecektir.

Takriben 4’üncü aydan itibaren taktik değiştirmeye başlayabilirsiniz. Bu aşamadan sonra, kursiyer ne derece istekli ve yetenekli olursa olsun, yorgunluk kaçınılmaz biçimde kapısını çalmaya başlayacaktır. O halde haftanın bazı günleri idmanın şiddetini arttırırken, bazı günlerde de bilerek şiddeti azaltın. Ayrıca her ayın ilk 3 haftası onu zorlarken, 4’üncü haftanın bir TOPARLANMA haftası olması gerektiğini yani idmanın hafif tutulması gerektiğini mutlaka anlatın.

Unutmayın! Fitness kursiyerlerinin sağlığı, kulüp profesyonellerine emanettir ve kursiyerlerin sağlığına özen göstermek, daima profesyonel kulübün menfaatinedir.

Müşterileri cezbetmek ve “devam etmeye” ikna etmek kesinlikle elinizdedir.

21 Mart 2024

Similar Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *