Sebat avı – 2

(Devam)

SEBAT AVI, günümüzde de azalan sayıda da olsa bazı (ilkel) kabileler tarafından etkin biçimde kullanılmaktadır. Araştırmacılar, örneğin Kalahari Çölü’ndeki kabilelerden birinin uyguladığı bu tür bir avı pek çok kereler gözlemlemişler. Avcılar, genellikle antilopları, bu tür bir metotla avlıyorlarmış. Av, 2 ila 5 saat kadar sürüyormuş. Av esnasında kat edilen mesafe de 25 ila 35 km kadarmış. Ve tüm bunlar 40derece sıcaklıkta gerçekleştiriliyormuş… Bir avcı, tüm takip boyunca asla tam hızla koşuşturmuyormuş. Takip boyunca, “serinleyip dinçleşmek” için pek çok fırsatlar oluyormuş.

Bu tür bir av esnasında, takip kolay olduğunda avcı hızlı koşuyor ve takip zorlaşınca da yavaşlıyormuş. Bazen de tekrar kuvvet toplamak için yürüyüş temposuna geçiyormuş. Yani koşu hızını devamlı değiştirmek, insan avcıya, hayvanı farklı hızlarda ve “sebatkar biçimde” takip imkanı sağlıyormuş.

Uzmanlar, bundan şu sonucu çıkarıyorlar: Biz insanlar, sağlığımız ve esenliğimiz için, değişen ŞİDDETLERDEKİ aktiviteler içinde olmalıyız.

Biz insanlar için, sürekli biçimde aynı hızda çalışmaya oranla, değişen şiddetlerdeki İNTERVALLER şeklinde çalışmak çok çok daha NATÜREL… Günlük aktivitelerimiz sürekli biçimde değişiyor ve nabız hızımız da gün içinde dalgalanmalar yapıyor.

Bununla beraber, İNTERVALLER aşırı yorucu hale dönüştüğünde birtakım problemler ortaya çıkıyor. Sprint, vücudun aşırı ısınmasına sebep oluyor. Bu sebeple, maksimum şiddeti ancak kısa “patlamalar” halinde icra edebiliyoruz. Yani “tam güç kullanma” son derece verimsizdir. Bununla şunu kastediyoruz: Sarf edilen enerjinin maliyeti, karşılığında elde edilenden çok daha pahalıdır. Diğer bir deyişle, sadece 10 saniyelik bir aktivite için vücudun enerji stoğunun büyük bir miktarı harcanacaktır.

Aynı miktardaki bir işi uzun bir periyot için “sabit” bir süratle yapmaya oranla, değişen ŞİDDET dereceleri kullanmak doğal olarak daha fazla kalori yakmayla sonuçlanacaktır…

Tekrarlamak gerekirse, DEĞİŞEN şiddetlerdeki intervaller halinde çalışmak NATÜREL olandır. Örneğin, oyun bahçesinde oynayan çocukları gözlemleyin(!) Bir saat boyunca hiç ara vermeksizin aynı tempoyla mı oynuyorlar yoksa kısa bir süre koşturup sonra da dinlenmek için duruyorlar mı?

En esaslı idman etkisini elde etmek için, en az deneyimimizin olduğu zona kendimizi itmemiz gerekiyor. İşte burada, HİİT kendi amacına en çok hizmet ediyor. Stimulinin yani “uyarının” vücuda etkisi ne derece ekstrem ise adaptasyon da o derece esaslı ve hızlı olacaktır.

Tabii kimileri de konuya “şüpheci” biçimde yaklaşacaktır… Bu bağlamda, biz, birtakım neticeler çıkararak ikna etmeye çalışacağız… Konuyu bilenler ise muhtemelen lafı nereye getireceğimizi anlamışlardır.

13 Mart 2024

Similar Posts